top of page
ChatGPT Image 6 Eyl 2025 17_46_07.png

Bu sitede sanayiden borsaya ulaşmamı sağlayan etmenleri,hayat hikayemi, yaptığım hataları ve doğrularımı  paylaşacağım.

portföy

Hoşgeldiniz

Hoşgeldiniz sizde kendi hikayelerinizi benimle paylaşabilirsiliniz.

LİTYUM

 

 

Lityum ismi Yunanca ‘da taş anlamına gelen "lithos" isminden gelmektedir. Bu ismin verilmesinin nedeni lityumun bir mineral kaynağında keşfedilmiş olmasıdır. Lityumun yüksek miktarlarda üretimi 1900'lu yıllarda spodümen minerali olarak Güney Dakota'daki Etta ocağından çıkarılması ile başlamıştır. Lityum ve bileşiklerinin yüksek miktarlarda tüketimi ise 1950'li yıllarda başlayıp 1960'a kadar süren Atom Enerji Komisyonun (AEC) termonükleer programı için yarattığı talep sonucu olmuştur. Ancak bu proje tamamlandıktan sonra Amerikan lityum üreticileri fazla kapasite sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. 1960'lı yıllardan sonra ise lityumun seramik, cam, metalürji, eczacılık, yağ ve pil sektöründe yaygın kullanım alanı bulmasıyla bu açık dengelenmeye çalışılmıştır. Lityum mineralleri ile bunların işlenmesi ve göllerden direkt olarak elde edilen Li2C03 çeşitli endüstri sektörlerinde hammadde olarak kullanılmaktadır. Lityum mineralleri üretiminde Avustralya, Şili, Arjantin, Çin dünyada en önemli üretici konumunda yer almaktadırlar. En büyük lityum ithalatçıları Çin, Japonya, Güney Kore ve ABD dir

 TÜRKİYE’DE LİTYUM

 

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) Fizibilite Etütleri Daire Başkanlığı’nca Haziran 2017’de sunulan “Dünyada Ve Türkiye’de Lityum” adlı raporda “Türkiye’de ekonomik değere sahip lityum kaynağı bulunmamaktadır. Ancak, Yozgat Sorgun bölgesinde pegmatitler içinde lepidolitin varlığı bilinmesine rağmen yapılan çalışmalardan önemli sonuçlar elde edilememiştir. Ülkemizdeki bazı göllerde yapılan çalışmalarda lityum içeriğinin 40 ppm’i aşmadığı görülmüş olup, Tuz Gölü’nde 325 ppm lityum tespit edilmiştir. Ancak Tuz Gölü’nün magnezyum içeriği 38.000 ppm’dir. Yine yapılan çeşitli araştırmalar bor sahalarında killer içerisinde 2000 ppm’e yaklaşan lityum içeriğini göstermiştir. Bor madeni çıkarılan Kestelek, Emet, Kırka ve Bigadiç sahalarında yapılan çalışmalar sonucunda, Bigadiç ve Kırka bölgesindeki lityum içeriğinin Kestelek ve Emet bölgesine göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu sahalarda, bor içeriği ile lityum içeriği arasında ters bir ilişki olduğu görülmüş ve tane boyutu azaldıkça lityum içeriğinin arttığı tespit edilmiştir. Bu killere uygulanan XRD analizleri ise hektorit kilinin varlığı hakkında net bir bilgi vermemiştir” denmektedir. İstanbul’da 24 Şubat 2020 tarihinde gerçekleşen 3. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde dünyada bor rezervlerinin yüzde 70’ine sahip olan Türkiye’nin çeşitli Ar-Ge çalışmaları ile bu konudaki girişimlerini çeşitlendirdiğini söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Elektrikli araçlar ve batarya teknolojilerinde davam eden bir süreç var. Elektrikli araçların en kritik noktası batarya. Burada çok hızlı bir gelişim var. Batarya seçiminde arabanın ağırlığına minimum etki gözetilerek seçim yapılıyor. Ayrıca depolama gücünün de yüksek olması gerekiyor. Lityum piller burada öne çıkıyor” diye konuştu. Bor madeninin içinde de bir miktar lityum olduğunu söyleyen dönmez, “Lityumla ilgili sevindirici sonuçlara ulaştık. Artık boru üretirken içindeki lityumu ayrıştırıp kullanacağız. Yıl sonunda bor üretirken ortaya çıkan atıklardaki lityumun geri kazanılmasını sağlayacak bir pilot üretim tesisi kurabiliriz” dedi. Türkiye’nin 2010 yılında 30 milyon dolar olan lityuma dayalı ürün ithalatı 2015 yılında 75 milyon dolar seviyesine çıkmıştır. Bu artışın en önemli nedeni ülkedeki başta akıllı telefon ve taşınabilir bilgisayar kullanıcı sayısındaki artışı ve teknolojik 4 | S a y f a gelişmelerdir. Türkiye’nin 2019 yılında kendi otomobilini üretmeye başlayacağını belirtmesiyle birlikte lityuma dayalı ithalatında artış sağlayacağı beklenmektedir. ithal eden ülkeler arasında İspanya’nın ardından 12. Sırada ve bu ithalatın büyüklüğü yaklaşık olarak 9.78 milyon dolar değerindedir. Ülkemizde yerli olarak üretilmeyi planlanan elektrikli yerli aracın üretime geçmesiyle birlikte Türkiye’nin 10 yıl içerisinde bu ithalatı oldukça arttırabileceğini öngörebilmemiz mümkün.

  • Twitter
Lityum-nedir-Kullanım-Alanları.jpg
ChatGPT Image 6 Eyl 2025 17_46_07.png

            Benim Hikayem

 

Borsayı 2008 yılında ABD mortgage krizi ile tanımıştım.

Bir arkadaşım cafeme gelip,aslında tam borsaya giriş zamanı demişti.

Gerçekten öyle miydi.

Kendisi üniversite de iktisat okuyordu.

Tabiki borsa denince kumar akla gelirdi,batan bankalar,şirketler ve iflaslar ile borsaya güvenirlilik azalmıştı.

Bir gün bir akraba cenazesinde,abim borsayı anlattığında tekrar düşündüm ve iş Bankası’ndan kendime yeni bir hesap açtım.

Tabii ki bir yandan sanayide çalışıyorum bir yandan aldığım maaşla ufak ufak da tasarruf ediyordum.

2016 yılında borsaya başlamıştım.

Yaşım 34'dü iki çocuk babasıydım.

Maaşımdan kalan birikimle tasarruf etmek gerçekten de çok zordu, 2016 yılı bittiğinde 2017 yılına kadar borsa yükselişte devam etti.

Tabi o zamanlar borsada yabancı oranın %64 60 civarındaydı.

Ereğli tahtası yan tahta gibi %5 yükseliyor bir anda eksi yakıyordu.

Tavan taban marj %20 olarak devam ediyordu.

Türkiye en ufak yurtdışı olaylarında borsa çok kötü etkileniyordu.

İlk aldığım hisse soda hissesiydi.

Abim bana borsada ender olan sektöründe lider ve surekliligi olan bir hisseyialmamı söylemişti,örnek olarak soda hissesi demişti.

Önceliğim birikim yapmak ve borsayı anlamaktı.

2017 borsanın zirvesiydi, 2018 yılına geldiğinde borsa ayı piyasasına girmişti.

Hisseler ABD mortgage krizi ve rahip Brunson sebebi düşmeye başlamıştı.

Portföyüm büyük olmasa bile bu düşler gerçekten çok derin ve can sıkıcıydı.

Düşüşler uzun süre devam ediyor ve ne zaman sonlanacağı bilinmiyordu.

Bu süre boyunca ben sürekli birikime devam ettim bir yandan hisseleri izliyor bir yandan ufak ufak birikimlerime devam ediyordum.

İş yerinde kulaklıkla borsa hakkında bilgiler ediniyor ve videolar izliyordum.

Bir çok sesli kitap dinledim.

Sürekli eski ve yeni çıkan borsa kitaplarını alıp okuyordum.

En son aldım ve okuduğum kitap şant Manukyan "global piyasalar"kitabıydı.

Babil’in en zengin adamı kitabında anlatıldığı gibi bir insan 30 gün boyunca çalışıyordu.

Aldığı maaşı yüzde kaçını kendine harcıyordu.

Bu fikir 600 yıl önce yazılmış bir kitap içinde anlatılıyordu.

İnsanlar maaşlarını alır ve kendisine ayakkabı alır Nike Adidas markalarına para harcar veya bir kahve içmek için Starbucks gider.

Peki 30 gün boyunca çalışır ve aldığı para karşılığında neden başka markaları zengin eder.

İşte bu Mottoyla birikim yapmaya devam ettim.

Zengin baba yoksul baba kitabıyla, edindiğim bilgiler üstüne bilgi ekledim.

Bir araba alarak sürekli taksit ödeyerek, her ay cebimden para vererek bütçemi zorlamaktansa,

,toplu taşımayla işe gidip gelmek daha mantıklıydı.

parayla varlık almak mı yoksa yükümlülük almak mı.

Her kitap bir bilgi verdi, bu bilgiler işlendi hayat tecrübem de yol gösterici oldu.

2020 yılına kadar borsa da derin düşüşler oldu

2020 yılında kendime oturacak bir ev aldım ikinci el, Böylelikle kira vermekten kurtuldum.

Portföyü tekrar büyütmeye çalıştım.

Artık daha tecrübeli daha deneyimli ve daha bilgiliydim.

Bu blokta bundan sonra yaşadığım deneyimler ve tecrübeleri anlatacağım.

Çevremde arkadaşlarımın yaşadığı hisse alım satım tecrübelerini paylaşacağım.

Kendi Portföyümü de burada paylaşacağım.

bottom of page